Yeni Üyelik Haber bülteni üyeliği |
Mehmed Uzun
Kürt Edebiyatına Giriş
Kayıp bir tarih Bedirhan kardeşlerin dil çalışmaları Hawar ve Ronahi dergilerine taşınır. Türkiye'de Kürtçenin yeniden matbu ve yasal olarak gün ışığına çıkışı ise, 1960'larda Musa Anter'in Kımıl adlı kitabında yer alan bir kaç halk türküsü dizesiyle olur; Ape Musa tutuklanır. Anter, 1965 yılında Brina Reş adlı bir de oyun kitabı yayınlar. 1970'lerde Mehmed Emin Bozarslan'ın ölüm temalı öyküleri, İsveç'te yaşayan Mehmut Bakşi'nin 80 sonrası öykü ve romanları, Türkiye'den Suriye'ye göç eden yeni kuşak yazarlardan Şahine Sorekli'nin sürgünlüğü ve aydınları sorguladığı metinleri, yine Türkiye'den İsveç'e göçen ve dünya klasiklerini Kürtçeleştiren Hesene Mete'nin çalışmaları, Kürt dili ve edebiyatını konu edinen Nudem dergisini yayımlayan Firate Ceweri'nin gayretleri, ne yazık ki bir edebiyat kanonu yaratmak için yeterli olamamıştır. "Türkiyeli Kürtlere gelince, bunlar da ancak 1980'lerde roman yazmaya başladılar. Ve yazarların tümü sosyalist hareketlerden, düşüncelerden yoğun biçimde etkilenmiş durumdadır... Bu yakın tarihsel gelişmeye bakıldığında sosyalist düşüncelerin bir anlamda Kürt entelektüel hareketine çok yararı olduğu görülür" diyor Uzun. Ancak, Türk sosyalist hareketinin edebiyatla ilişkisi de sancılıdır. Nitekim Mehmed Uzun; "Kürtlerin sanat ve edebiyata ilişkin sürekliliği olan bir gelenekten yoksun olmalarından dolayı, çoğu zaman sanat ve edebiyat yapıtıyla diğer alanların yapıtları birbirine karıştırılıyor.. Hem sanatçı ve yazarlar bunu yapıyor hem de sanatçı ve yazarların kitlesi" diyerek edebiyat-siyaset ilişkisinin sorunlarının altını çizmektedir. Faik Bulut da benzer bir tehlikeye işaret eder; kültür ve sanatı "ilk kurşun" edebiyatıyla dar bir alana sıkıştırmanın Kürt edebiyatına ve düşünce tarzına sığlıktan ve kısırlıktan başka bir şey getiremeyeceğini belirtir. "Bu yarı üniformalı kültür-sanat, kapsayıcı olamamanın dışında, başka kusurlarla da malul olacaktır".
Mehmed Uzun'un romanları Mehmed Uzun, kendisi bir tarih olmasının ötesinde, romanlarında Kürt halkının/aydınlarının tarihini işlemeye öncelik vererek, bir başka misyonu da üstleniyor. Bilinçli bir faaliyet içerisinde olan Uzun, Kürtlerin tarihlerini bilmeleri gerektiğine inanıyor; "Ters yüz edilmiş, unutulmuş bir tarih söz konusudur. Tarihini bilmeyen, tarihini kendisine göre yorumlamayan bir entelektüel hareketin, bir siyasi hareketin başarı şansı yoktur". Hikayelerinde tarihi kişiliklere ve bu kişiliklerin dramatize edilmiş yaşantılarına ağırlık vermesi, tarihsel fantezilerin tarihin pırıltılı yüzeyine sarılmalarından farklıdır. Unutulan bir geçmişi ve o geçmiş içerisinde Kürt halkı ve kültürü adına bütün bir ömürlerini feda etmiş insanları yeniden hatırlatması bir yana, anlattığı dönemlerdeki duygu ve düşüncelerin, trajedi ve felaketlerin, çatışma ve çelişkilerin bugünün sorunsalı olmasıyla da, Mehmet Uzun'un romanları bir edebiyat kanonun öncüleridir. " Siya Evine'deki Memduh Selim ya da Bira Quadere'deki Celadet Ali Bedir-han, biraz da günümüzdeki Kürt aydınları değil mi? Unutmayalım, bu romanları yaratan bilgi, duygu ve ruh hali günümüzündür. Dünü edebi olarak yeniden yaratmaya çalışan bilgi ve uğraş, günümüzün ortamında elde edilmiştir ve yaratılanların tümünde bugünün ruh hali, bazen açık bazen de sözcük ve tümcelerin ardına gizlenerek, kendini hissettirmektedir". Mehmed Uzun'un romanlarında, 80'lerden sonra yükselen Kürt hareketinin siyasi ve askeri mücadelesinin eksik yanlarına ve Kürt aydınların tavırlarına dair incelikli bir eleştirinin varlığı da göze çarpar; geçmişteki hatalar, günümüzde de tekrarlanmaktadır. Yaşar Kemal'in temennisi ile bitireyim; "Bu görkemli başlangıçtan sonra, bu Mezepotamya'nın yaşayan en eski zengin dilinden büyük bir edebiyat, özellikle büyük romanlar çıkacaktır"....!
bu ülkede kendi dilimizi bilmemenin veya eksiklerinin acısını çekiyoruz umud ediyoruzki anadilde zorunlu eyitim ve kürt akademileri açılır bu yaşa kadar ana dilden bir eyitim imkanı bulamadım yasaklarla hep baskı altına alındık heleki Erzurum gibi bir bölgede ana dili öyrenmek dahada zor biz doğudaki kürtler bu konuda çok zorluklar gördük halende görüyoruz güneydeki kürtlere bunu bir türlü anlatamadık rahmetlik Mehmet uzun ALLAH uzun ömürler versin yaşak kemek ismini hatırlayamadığın birçok
ben bir kürdüm ama kürtçeyi bilmiorm doğru diyosunuz da ama bence aynı duyguları paylaşmak önemli memet uzunu okumadm şimdiye kadar..okuduklarm ben baya etkiledi şimdi kalkıp okuyacam... bende yok ama okuyacam bulursam
ben bir kürdüm ama dilimi daha doğru konuşmasını bile bilmiyorum ve bu bana çok acı veriyor türkçeyle karışık bir kürtçe konuşuyorum size sesleniyorum en azından kürt tarihini ve dilini okuyun teşekkür ederim
bencede kürt edebiyatının gelişmesi daha doğrusu yeniden doğması için bizler de elimizden geleni yapmalıyız.En azından mehmed uzunun romanlarını alıp okuyalım.
|
|
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Gizlilik Sözleşmesi |
Üye Girişi